Binance CEO’su Zhao’dan yardım tepkisi: Bırakın yok olsunlar
İçindekiler
Dünyanın en büyük kripto para borsası olarak kabul edilen Binance’in CEO’su Changpeng Zhao, son dönemde başını FTX borsasının çektiği kurtarma ve mâli yardım adımlarıyla ilgili eleştirilerde bulundu. Hiçbir borsa ya da proje ismi vermeden uzun bir yazı kaleme alan “CZ”, her iflas eden projenin mâli yardım almaması gerektiğini söyledi.
Geçtiğimiz yıllardaki ayı piyasalarından da örnekler veren Zhao, kötü yönetilen projelre yardım edilmemesi gerektiğini ve bunların iflas etmelerinin de endüstri için olumlu olduğunu yorumunda bulundu ve şu ifadeleri kullandı:
“Amacımız kullanıcıları korumak”
Bilindiği gibi piyasa koşulları çok zor ve biz Binance olarak sağlıklı nakit rezervlerimizle kullanıcıları korumak gibi önemli bir görevimizin olduğunu biliyoruz. Tabii ki endüstri oyuncularına yardımcı olmak ve onların zorlukların içinden çıkmalarını sağlamk da sorumluluklarımızdan bir tanesi… Burada bir kâr elde etmesek de, ya da zararımız da olsa, bizim amacımız bu şekildedir.
“Her mâli yardım aynı değildir”
Tüm bunları söylerken, “mâli yardım” kelimesinin birçok anlamı olduğunu da bilmek gerekir. Farklı durumlar için farklı mâli yardımlar vardır. Bazı şirketler ve projeler bazen kötü yönetilirler ya da kötü tasarlanmışlardır. Kısaca bunlar aslında sadece kötü projelerdir. Bu tür projelerin kurtarılmasına zaten gerek yoktur. Maalesef, bu tür kötü projelerin, “yaratıcı pazarlama stratejileri, arzı fazla olan teşvikler ve iyi tasarlanmış Ponzi şemaları sebebiyle çok kalabalık kitleleri de olabiliyor.
“Bırakın yok olsunlar”
Bu tür projeler için mâli yardımlar gereksizdir. Kötü şirketlerin hayatta kalmasını sağlamayın. Bırakın yok olsunlar. Daha iyi projelerin onların yerini almasının önünü açın… Bu tür projelerde kayıpları olanlar için en iyi çözüm ise daha fazla eğitimli olmaktır.
“Bazı projeler ise sorunludur ama daha iyi olabilirler”
Projelerde ikinci kategori ise, bazı küçük hatalara sahip olanladır. Ya çok fazla rezervleri olmamasına rağmen agresif şekilde para harcarlar ya da düzeltilebilecek bazı küçük problemleri vardır. Bu tür projelerin nitelikleri de kalitelidir. Örnek olarak, ürün-pazar uyumu, normal piyasa koşullarında gelir elde etme, sağlam iş modelleri, düzgün ekiplere sahip olmak gibi… Bu tür projeler kurtarılabilir ve sorunların çıkmasına sebep olan nedenler de, sonradan ortadan kaldırılabilir.
“Zor hayatta kalanlar ama büyük potansiyeli olanlar”
Üçüncü kategori ise, zarzor hayatta kalan projeleri kapsar. Nakit rezervleri ucu ucunadır. Sağlıklı şekilde büyümeleri için yeterli maddi güçleri kalmamıştır. Ya bir nakit girdisi elde etmeyi beklerler ya da satın alma yoluyla çıkış ararlar. Açıkçası yatırımcı veya satın alıcı için bu tür yollar da mantıklıdır. Binance’in bu tür konulara bakan ekibi, geçtiğimiz haftalarda vites yükseltti ve çeşitli görüşmeler yaptı. Bazı projeler bu konuyla ilgili bize geldiler. Gerçek hayatta bu tür projelerin içyüzü çok şeffaf değildir. Projelerin hepsi, kendilerini üçüncü kategorideymiş gibi anlatırlar. Bu yüzden projeler ciddi şekilde her detayına kadar incelenmelidir.
“24 saatte 8 binden 3 bin dolara düştü”
2018 ayı sezonuyla bu yılki arasındaki en büyük fark bana göre kaldıraç gücüdür. Endüstrimizde şu anda vâr olan kaldıraçlar, eskisine göre çok daha fazla. Benim tanımlamama göre iki çeşit kaldıraç vardır: Hızlı ve yavaş…
Hızlı kaldıraçlar, genelde vadeli ürünlerle birlikte merkezi borsalarda bulunur. Sizin de tahmine debileceğini z gibi bunlar çok hızlı çalışırlar. Örnek olarak 12 Mart 2020’de, BitMEX’te art arda tasfiyeler yaşandı ve bunun sonucunda Bitcoin fiyatı bir günde 8 bin dolardan 3 bin dolara düştü. Bu çok hızlıydı. Tüm olanlar 24 saatte yaşanmıştı. Bir gün sonra ise piyasalar toparlanmaya başladı ve bir daha o seviyelere hiç dönmedi. Bu durumda borsaların etkisi büyüktü.
“Etkiler hala sona ermedi”
Yavaş kaldıraç ise fonların diğer fonlara ya da DeFi protokollerine borş verilmesiyle olur. Bunlardan biri tasfiye olduğunda, durumdan etkilenmiş olan borç verenlerin acıyı hissetmeleri günler ya da haftalar alır. Bunların da sıralı etkileri olabilir ve yayılma hızı çok düşüktür. Ben bu etkilerin tamamiyle sona erdiğini düşünmüyorum. Yine de bu sıralı olaylar ne kadar fazla olursa, rakamlar da o kadar düşmeye başlar ve olaylar daha az yayılır.
“2 sene önce 20 bin dolar için mutlu olurdum”
Bu zaman kadar blok zinciri endüstrisinin büyük bir dayanıklılık gösterdiğini düşünüyorum. Eğer bana 2 sene önce 12 Mart 2020’de, Haziran 2022 itibariyle Bitcoin fiyatının 20 bin dolar olacağını söyleseydiniz, ben o gün mutlu olurdum. O yüzden daha dengeli bir bakış için biraz daha geniş açıdan olaylara bakmamız lazım. Uygun risk yönetimi sağlamak ve kitleleri eğitmek için bu durumu bir şans olarak görmeliyiz