Ekonomi

Yeşil İş Zirvesi’ne En Son Mevzuatlar ve Yol Haritaları Damga Vurdu.

Yeşil İş Zirvesi’ne En Son Mevzuatlar ve Yol Haritaları Damga Vurdu.

Yeşil dönüşüm Türkiye için fırsat barındırıyor

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından, bu yıl ‘Yeşil Dönüşümün Paradigmaları’ temasıyla dokuzuncusu gerçekleştirilen Yeşil İş Zirvesi, sınırda karbon vergisi, ekonomide net sıfır, enerji dönüşümü, döngüsel ekonomi, inovasyon, sürdürülebilir finansman, yeşil fonlar ve yönetişim konularının odak noktasında yer aldığı uluslararası bir platforma dönüştü.

Türkiye’nin ilk sürdürülebilir iş buluşması olan ve çevrimiçi olarak iki gün süren Yeşil İş Zirvesi’nde, kamu ve özel sektör temsilcileri, yurtiçi ve yurt dışından katılan uzmanlar, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler, iklim kriziyle canlı türlerinin üç kat yok olma tehlikesi, en son mevzuatlar ışığında yeşil iş dönüşüm yol haritaları, yeni riskler ve kaygılarla tüm sektörlerde sürdürülebilir dönüşümünün ne derece acil ve önemli olduğunun altını çizdi. 

İnsan tabiata karşı sorumlu

Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, Yeşil İş Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, doğrudan insan kaynaklı, üretim ve tüketim çılgınlığı ve bunları kullanma biçimlerinin ciddi sorunlar oluşturmaya başladığını, o nedenle çevre konusunda sadece teknoloji değil mevzuat düzenlemelerine de ihtiyaç olduğunun anlaşıldığını söyledi.  Sungur, “Dünyanın gelmiş olduğu çevre sorunları seviyesini çözmek için teknolojik önlemler, idari önlemler yapılabilir, yaptırımlar yapılabilir. Ancak temel nedenlerden biri insanın etik anlayışıyla bağlantılı olduğunun altını çizmek istiyorum. Yeni etik değerler bize şunu söylüyor: Sen sadece topluma değil, canlı ve cansız tüm varlıklara, tabiat unsurlarına karşı sorumlusun” diye konuştu. 

Karbon nötr rekabet gücümüzü koruyacak

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, artan nüfus, azalan doğal kaynaklar, üretim ve tüketim kalıplarının süregelen yapısının, küresel riskleri çevresel konularda yoğunlaştırdığının altını çizdi. Sürdürülebilirlik ve yeşil ekonominin giderek kilit rol oynadığının altını çizen Turan, sözlerine şöyle devam etti: “İklim değişikliğinin etkilerini artan seviyelerde hissediyoruz. Kaynaklarımız kısıtlı. Bu yapı yeşil dönüşümü ve iş modellerinde sürdürülebilirlik modellerini önceliklendirmeyi gerektiriyor. Yol haritaları emisyonların azaltılması, su ve arazi yönetimi, iyi tarım uygulamaları, orman bütünlüğünün sağlanması, enerji dönüşümü ve döngüsellik prensiplerinin içselleştirilmesi gibi çok geniş bir kapsamı ele almalı. Karbon nötr olma ve sürdürülebilirlik amaçlarına odaklanmış politikalar, sadece rekabet gücümüzü korumayacak, yatırım ortamının öngörülebilirliğini ve sürdürülebilir yatırımın ivmelenmesini de sağlayacak.”

Elektrik 4,0’la israf ortadan kalkacak

Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer, 2040 yılına kadar yenilenebilir kaynaklardan 6 kat fazla elektrik üretileceğini söyledi. Tüketiciye akıllı enerji sağlamak için Elektrik 4,0’a geçişin devam ettiğini belirten Tuncer, “Kirliliğe neden olan fosil yakıtların kullanımı azaldıkça, dünyamız daha yaşanabilir hale gelecek” diye konuştu. Elektrik 4,0 sayesinde israf da ortadan kalkacak” dedi. 

Üretim 75 milyon ton seviyesinde

Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, enerjide ciddi yapısal değişime ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı. 2030 ve 2050 hedeflerinden bahseden Erdem, “Net karbon sıfır olma yolculuğunda Shell’in rafinerilerindeki petrol ürünü üretimini azaltma yönünde de hedefleri var. 95 milyon tondan, 2030’a geldiğimizde 45 milyon tona düşürmek gibi bir hedefimiz vardı. Burada 75 milyon tona düşürmüş durumdayız. Aynı şekilde elektrik araçlar artıyor. TOGG geliyor. Yine 2030’da ulaşmak istediğimiz 560 terawatt saatin, yaklaşık yarısına geldik. 251 terawatt/saat bir elektrik hacmimiz oldu. Bu da hedefe doğru gidiyor.”

Güneşten 6 bin hane kadar elektrik

Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yetkinlikler Bölüm Başkanı Ebru Taşçıoğlu, teknolojiyle desteklenmiş şebeke ve alt yapı yatırımlarına ihtiyaç olduğunu söyledi. Kurumsal müşterilere güneş enerjisi sistemleri sunduklarını söyleyen Taşıçıoğlu, “Enerji verimliliği danışmanlığı yapıyoruz. Şu ana kadar 13,4 megavatlık bir kapasite kuruldu ve bu da 6 bin hane halkının bir yıllık kullanımı bedelinde. Enerji verimliliği projelerinden de 2 bin hanelik bir enerji tasarruf sağladık” diye konuştu. Taşçıoğlu, enerji tasarrufu eğitiminde dijital kanallarla birlikte 7-10 yaş arası 7 milyon çocuğa dokunduklarını söyledi. 

Sürdürülebilirlik elçilerimiz olacak

IC İbrahim Çeçen Yatırım Holding CEO’su Murad Bayar, sürdürülebilirlik ajandası oluşturmanın birinci hedefleri olduğunu söyleyerek, yaptıkları çalışmaları anlattı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) desteğiyle Boğaz’da deniz kirliliği tespit projesini hayata geçirdiklerini, özel otoyol işletmecilerinde ise sürdürülebilirlik raporlarını yayımladıklarını, gönüllü 50 çalışana da 11 başlıkta 3 ay sürdürülebilirlik için eğitileceğini açıklayarak, “Bizim sürdürülebilirlik elçilerimiz olacak” dedi. 

Plastiksiz çözüme gidiyoruz

Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Ev Bakım Kategorisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Fuat Orhonoğlu, plastiksiz çözümlere gittiklerini söyledi. OMO ve Cif markalarında ambalajların tamamında geri dönüştürülmüş plastik kullanmaya başladıklarına işaret eden Orhonoğlu, yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı: “OMO’da plastikte 70 ton tasarruf sağladık. Sadece bir senede. Bu da artarak sürecek. Konsantre çözümlerle ambalaj kullanımı azalacak. Atık giysilerden yumuşatıcı, sofra şekerinden bulaşık deterjanı projesi için çalışıyoruz.” 

‘Böcek türlerindeki kayıp 3 kat artacak’

Carbon Free Group CEO’su Jae Mather, iklim krizini, kanser hücrelerinin büyümesine benzeterek, “Etraftan aldığımız sinyalleri göz ardı ediyoruz. Bu da sağlıklı hücreleri öldürüyor. Büyük yok oluşun eşiğindeyiz aslında” uyarısı yaptı. “Biz 2 dereceye odaklandık ancak, fosil yakıtlar kullanmaya devam edersek 6 derecelik artış olası görünüyor” diyen Mather, “Önümüzdeki dönemde çok ciddi uç iklim olayları da karşımıza çıkacak. Böcek türlerindeki kayıp üç kat, ağaç türlerindeki kayıp iki kat olacak. Dünyanın sürdürülebilir olması için doğanın yaptığı gibi rejenerasyon yapmamız gerekiyor. Ancak fosil yakıtların sağladığı kolay enerjiyi seviyoruz.”

Patateste su tüketimini yüzde 50 azalttık

PepsiCo Yiyecek Kategorisi Kıdemli Pazarlama Direktörü Seren Çankırı, teknoloji ve dijitalleşmenin yenileyici tarım uygulamalarının en önemli parçası olduğunu belirterek, yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı: “Düşük basınçlı sulama teknolojilerine ciddi yatırımlar yapıyoruz. 2010 yılından beri net tarla verimini yüzde 30 artırdık, depo firelerini yüzde 26 azalttık. Bir patates üretimi için tüketilen su miktarını yüzde 50, birim patates üretiminde salınan karbon seviyesini yüzde 50 azalttık. Tarımda birim başına kullandığımız suyu Türkiye’de yüzde 50 azaltmayı başardık.”

Elektriğin yüzde 60’ı fosil yakıtlardan

EnerjiSA Enerji İletişim Direktörü Göktürk Demirel, dünyada üretilen karbon emisyonunun yüzde 80’inin enerji kaynaklı olduğunu, elektriğin de yüzde 60’ının fosil kaynaklardan üretildiğine işaret ederek, enerji sektöründe bir dönüşüm gerektiğinin altını çizdi. Bu dönüşümün en önemli unsurlarının enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji olduğunun altını çizen Demirel, “Çatılara kurulan güneş panelleri ve batarya teknolojilerinin gelişmesi bu dönüşümü tetikleyecek unsurlar” dedi. 

Dizi senaryolarında da iklim değişikliği işlensin

Oyuncu Burcu Biricik, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konusunun, toplumsal farkındalık oluşturmak için senaryolara da girmesi gerektiğini dile getirdi. Biricik, “Çektiğimiz dizilerde, filmlerde bu konuyu senaryolarımıza aktarabilirsek farkındalık oluşturacaktır” ifadelerini kullandı. Kendisinin bir köye yerleşme hayali olduğundan bahseden Biricik, “İleride bir çocuğum olursa, oyuncak çılgınlığıyla değil, doğayla toprakla oynamasını istiyorum” dedi.

Allianz Global Sürdürülebilirlik Müdürü Pırıl Kadıbeşegil, iklim konusunun giderek geliştiğine şahit olduklarını ve sürdürülebilirlik raporlamasının artık finansal raporlama gündemine de girdiğini söyledi. 

Türkiye taksonometride öne geçebilir

Dünya Bankası Kıdemli Finans Sektörü Uzmanı Etkin Özen, kaynakların sürdürülebilir yatırımlara kanalize edilmesi perspektifindeki taksonometri konusuna değindi. Avrupa Birliği’nin her ne kadar taksonometreyi uygulasa da, henüz veride karbon gazları dışında sürdürülebilir bir veri seti oluşturulmadığına dikkati çeken Özen, Türkiye’deki gelişmelerin çok da geride kalmadığına işaret ederek, şöyle devam etti: “Türkiye’de finansal sektörün profesyonelliğine, insan gücünün kalitesine baktığınızda, finansal sektör kendini iklim risklerine karşı hazırlıyor ve aksiyon alıyor. Ancak regülasyon ve düzenlemeler, finansal sektörün hızına henüz yetişemiyor. Bu noktada daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsenirse, yeşil finansman, taksanometri konusunda Türkiye öne geçebilir” ifadelerini kullandı. 

Yeşil finansman adımları atılıyor

Kalkınma ve Yatırım Bankası Sürdürülebilirlik ve Çevresel, Sosyal Etki Yönetimi Müdürü Erhan Çalışkan, sürdürülebilir finansmanda iklim değişikliğiyle mücadele, yenilenebilir enerji, kaynak verimliliği ve döngüsel ekonominin, temel odak alanları olduğunu söyledi. Yeşil finansmana yönelik şu anda regülatif anlamda adımlar atıldığını söyleyen Çalışkan, “2023 yılı sonuna kadar yeşil taksonometrinin hazırlanması hedefleniyor” dedi.

Çelik, alüminyum ve çimento ilk etkilenecek sektörler

Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, AB’nin karbona maliyet getirmeyi öngördüğünü söyledi. Uluslararası şirketlerin, karbon emisyonlarını azaltmak için taahhütler verdiğini söyleyen Güçlü, sınırda karbon düzenlemesine ilk etapta enerji yoğun sektörlerin tabi olacağını belirterek, “Çelik, alüminyum, çimento bunlar arasında. Kimyasallar da öncelikli sektörlerden. Yapı malzemeleri, tekstil gibi sektörleri de dönüşüm ihtiyacı olan sektörler arasında görüyoruz. Firmalarımızın yol haritalarını belirlemeleri çok önemli” diye konuştu. 

Sınırda karbondan ‘penaltı’ almayalım 

TÜSİAD Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu ve Yeşil Mutabakat Görev Gücü Başkanı Fatih Özkadı, Avrupa Birliği Komisyonu’nun sürdürülebilirlik durum teklifi direktifinin taslağını yayınladığına işaret ederek, “Daha az atığın, daha fazla değer yaratarak ArGe ve inovasyonla ülkemize katma değer yaratacak şekilde kullanmamızı son derece kıymetli görüyorum. Kamu ve özel sektöre önemli görevler düşüyor. Fotoğrafı iyi okuyup, risk ve fırsatları birlikte çalışmalıyız” değerlendirmesinde bulundu. Karbon fiyatlamasının, iklim değişikliği etkilerinin azaltılmasında en etkili politika aracı kabul edildiğine işaret eden Özkadı, şöyle devam etti: “2005 yılından beri AB’de uygulanan ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) mekanizmasının etkin parçası olmamız gerektiği konusunda iyi bir uzlaşı var. Kaldı ki bunu iyi yönetemediğimiz taktirde, sınırda karbon düzenlemesinden ciddi bir penaltı alacağımız da aşikar. Emisyon ticaret sisteminden oluşan fonun, yine etkin şekilde yeşil dönüşümde kullanılması gerekiyor. Avrupa Birliği, Japonya, Singapur’la serbest ticaret anlaşmalarına (STA) belki Meksika ile devam edecek. Bizim bu ülkelerin önünde gidecek şeklide etkin mekanizmalar kurmamız gerekiyor” diye konuştu.

İlk adım enerji tüketiminin ölçümü olsun

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji, Çevre ve İklim Değişikliği Yuvarlak Masa Başkanı Cevdet Alemdar, Türkiye’de işletmelerin yüzde 99’unun KOBİ’lerden oluştuğunu, istihdamın da yüzde 73’ünün, ihracatın da yüzde 50’den fazlasının KOBİ’ler tarafından yapıldığını söyledi.  “Ölçmediğiniz şeyi iyileştiremezsiniz, bilmediğiniz şeyi anlatamazsınız” diyen Alemdar, şöyle devam etti: “Dijitalleşmeyle veri bankası oluşturmak çok önemli. Ben ne kadar, tedarikçim ne kadar enerji tüketiyor, atıklarım ne kadar noktasında bir veri oluşturabilmek ilk adım olabilir. Çevre standartlarını artık okumaya başlamamız bir anlamda yol gösteriyor. Ayrıca şu anda Avrupa Birliği, değer zinciri yasası çıkartmak için çalışıyor. Onu takip etmekte de fayda var” dedi. 

Rekabet gücümüzü artırmada fırsat

İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreter Doç. Dr. Çiğdem Nas, yeşil dönüşümün ek maliyet değil, Türkiye’nin rekabet gücünün artırılması, dünya ekonomisinde daha iyi noktaya gelmesinde bir fırsat olarak görülmesi gerektiğinin altını çizdi. Yeşil Mutabakat’ın, Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılmasını yeniden gündeme taşıdığına işaret eden Nas, “Çünkü AB, tedarik zincirlerini  çeşitlendirme ve dirençliliğini artırma çabasında. Gümrük Birliği partneri olarak Türkiye’yi bu sürecin bir parçası yapabilmek önemli bir öncelik. Türkiye için de bu bir fırsat. Türkiye, AB modelinden de esinlenerek kendi içinde bir yol haritasına dönüştürebilir. Sınırda karbon düzenlemesinin 2023’de yasalaşması ve 2026’da bütünüyle yürürlüğe girmesi bekleniyor. Türkiye vakit kaybetmemeli. Uluslararası yatırımların da yeşil dönüşüme kanalize edilmesi Türkiye’nin önceliklerinden olmalı” diye konuştu. 

Sosyal etki yatırım fonu kuruldu

RSA Fellow Yönetim Kurulu Üyesi, Strateji Danışmanı Galya Frayman Molinas, Yeşil İş Zirvesi’nin ikinci gününde, “Dönüşümü Sürdürmek: Adil ve Yenileyici Bir Gelecek Yatarmak İçin İş liderliği” oturumda yaptığı konuşmada, sosyal etki yatırımlarına vurgu yaptı. Uluslararası Finans Kurumu’na (IFC) göre, sosyal etki yatırım pazarı globalde 2,3 trilyon dolara ulaştığına işaret eden Molinas, “Ancak bu katlanarak büyüyor. Türkiye’de de güzel bir gelişme oldu ve ilk sosyal etki fonu kuruldu. İBu, girişim sermayesi yatırım fonu. Farkı şu. Toplum ve çevre üzerinde sürdürülebilir etki yaratmayı amaçlayan girişimlere fikir ve tohum aşamasında yatırım yapıyor. Süreçleri uçtan uca ve hızlı yönetiyor” dedi. Liderlik anlayışının da evrilmesi gerektiğine vurgu yapan Molinas, “Her şeyi öğrenen, ‘bilmiyorum’ diyebilen, güvenli bir iklim yaratan, açık iletişim kuran, alçak gönüllü ama kararlı, bir kahraman lider profili karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Finansal sürdürülebilirliğe çok önem veriyoruz

UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü, finansal sürdürülebilirliğe çok önem verdiklerini söyledi. Şirketlerin artık iş yapış şekillerini de değiştirmesi gerektiğinin altını çizen Dördüncü, “Ciroda, karlılıkta büyüme mantalitesi bitti artık. Eğer şirketler sadece böyle düşünüyorsa, artık onların sürdürülebilir olmasının imkanı yok. Bunu ihmal edelim demiyorum ama bunun yanında sosyal sorumlulukları, bir hikayeleri olmalı. Toplum için ne yapıyorsunuz? Burada liderlere de önemli görevler düşüyor. Beraber çalıştığı insanlara yatırım yapan, onların başarılı olması için gayret gösteren liderlere ihtiyaç var artık” değerlendirmesinde bulundu. 

Küresel öğrenme hızı artıyor

Argüden Yönetişim Akademisi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Yılmaz Argüden, hayata bakışta bir değişim yaratmak gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Nerede olduğumuz, ne kadar hızlı ilerlediğimiz çok önemli. Bizim burada yaptığımız çalışma, dünyada 7 borsada halka açık şirketlerden kendi borsalarında sürdürülebilirlik endeksine girmiş, 10 sektördeki 200’e yakın şirketin, halka açık bilgilerinden sürdürülebilirlik faaliyetleri yönetişimini nasıl yaptıklarını ölçmeye çalışan 300 küsur kritere bağlı yapılan ciddi bir çalışma. Bunlara küresel sürdürülebilirlik liderleri diyor. Biz şirketlerin yönetişimini ölçmeye gayret ediyoruz. Türkiye’den de 14 şirket var” diye konuştu. 

Üretimde kullandığımız kadar suyu, havzalara kazdıracağız

Coca-Cola İçecek Kurumsal İlişkiler Direktörü Servet Yıldırım, şirketin karbon nört hedeflerine ilişkin yol haritasını şöyle açıkladı. “İlk taahhüdümüz ambalajlarımızı yüzde 100 geri dönüştürülebilir tasarlamaya devam etmek, 2030’da ambalajlarımızda yüzde 50 geri dönüştürülmüş malzeme kullanmak. Ambalaj tarafında bir diğeri toplama ve geri döşümle ilişkili. Operasyonlarımızın çoğunu oluşturan 3 ülke var. Türkiye, Pakistan ve Kazakistan. Biz bu ülkelerde piyasaya sürdüğümüz ambalajları toplamayı taahhüt ediyoruz. Üçüncüsü su verimliliğini artırmak. Fabrikalarımızdaki su verimliğini, 2020’yi baz alarak 2030’a kadar yüzde 20 iyileştirmek. Yani 2020’de 1,69 olan su kullanım oranını, 2030’da 1,36’ya indirmek. Her bir litre ürün için 1,30 litre su kullanımı anlamına geliyor. Yine fabrikalarımızda üretim için kullandığımız denk suyu, toplum projeleri aracılığıyla doğaya ve havzalarımıza geri kazandırmak.”

Günde 140 e-postadan, Ankara-İstanbul uçuşu kadar karbon

Turkcell Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü İsmail Özbayraktar, bireylerin yapabilecekleri konuları doğru bir dille anlatmanın önemine işaret ederek, şunları söyledi: “Günde ortalama 140 e-posta alan bir kişi, yılda aslında bir Ankara-İstanbul uçuşu kadar karbon salımı gerçekleştiriyor. İhtiyaç duymadığımız e-postaların temizlenmesini artık günlük rutine koymamız gerekiyor. Evlerimizde kullanmadığımız bir teknolojik atığın tekrar geri dönüşüme kazandırılması gerekiyor.” 

Elektrikli araçlara öncelik

Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, otomotiv endüstrisinde elektrikli devrim gerçekleştiğini söyledi. Çevreye duyarlı araç kullanımının arttığına işaret eden Tiftik, “Son dönemde tüketicilerin tercihi değişmeye başladı ve dünyadaki regülasyonlarla bu konu önemli bir hal aldı. Araç parkı 100 binleri bulan filo şirketleri dahil, elektrikli araçlara dönüşüm taahhütleri verdiler. Bu noktada 2030 bir mihenk taşı. O nedenle elektrikli araç pazarında, beklenenden daha hızlı bir gelişim olabilir. Maliyetlerin düşmesi de elektrikli araçların daha da artmasını sağlayacak” diye konuştu. İcra kurulu olarak sürdürülebilirlik komitesi kurduklarını da dile getiren Tiftik, “Bu noktada 2030 hedeflerine ulaşmak için takip göstergeleri oluşturduk. Bu hedefler kapsamında BMW grubunda, satılan araçların yüzde 30, Jaguar ve Land Rover’da yüzde 70’inin elektrikli olmasını hedefliyoruz” diye konuştu. 

Elektrikli 8 bin araca 3 bin şart istasyonu

EŞARJ Üst Düzey Yöneticisi Cem Bahar, sürdürülebilirliğin dünyada büyük önem kazandığını, özellikle pandemiden bir kaç ay sonra elektrik araç talebinin hızlandığını ve geçen yıl pazarın yüzde 108 büyüdüğünün altını çizdi. Türkiye’de elektrikli araç sayısının da artarak 8 bine ulaştığını belirten Bahar, “Ancak, elektrik alt yapısı olarak 3 bin halka açık istasyon var. Yani, her 2-3 araca bir istasyon düşüyor. Daha sağlıklı bir gelişim için bu 10 araçtır. Türkiye’yi tam kapsayacak şekilde bir yaygınlık tam olarak oluşmadı. Bu sayının artması ve yaygınlaşması için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Yeşil dönüşüm yatırımlarına uluslararası finansman

Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, firma ve projelerin çevre, sosyal yönetişim değerlendirmelerini yaparken bütün risklerini analiz ettiklerini ve kredi vadesi boyunca da uygulama süreçlerini takip ettiklerini söyledi. Sürdürülebilirliğe dokunan, düşük karbonlu ekonomiye geçiş sağlayan her türlü yatırımı desteklemeye çalıştıklarının altını çizen Yıldız, “Örneğin çimento fabrikasının atık su yatırımını da direkt çevre yatırımlarını da finanse ediyoruz. Analizlerimizi sadece ulusal değil, uluslararası IFC ve Dünya Bankası’nın da çerçevesini çizdiği mevzuata uygun olarak yapıyoruz. Portföyümüzü iklim değişikliğiyle mücadeleye uygun olarak dizayn etmeye çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl Fransız Kalkınma Ajansı ile 100 milyon Euroluk bir yeşil tahvil ihracı için ön protokol imzaladık. Bu da iklim değişikliğiyle mücadele ve adaptasyona katkı sağlayacak. Ülkemizin yeşil kalkınmasına katkıda bulunabilecek çok daha fazla kaynağı da reytingimiz sayesinde çok daha ucuz bir şekilde getiriyor olacağız” ifadelerini kullandı. 

2,5 milyon parça geri dönüştürüldü

Kordsa CFO’su Arzu Ergene, birçok tesislerinde yenilenebilir enerji kullanımına yönelik adımlar atıldığına işaret ederek, şöyle devam etti: “2030’a kadar atık su miktarını yüzde 50 azaltmayı, 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz. Üretim proseslerimizi değiştirdik ve kullandığımız birçok malzemeyi tekrar dönüşüme koyuyoruz. 2021 yılında 2,5 milyon parça yeniden kullanıma girdi. Hem ekonomik olarak şirketimize katma değer yaratırken, aynı zamanda dünyaya da dokunan bir boyutu var.”

Kocaeli’nde hibrit ticari araç üretimi başladı

Ford Otosan İnovasyon ve Yeni Girişimler Lideri Canalp Gündoğdu, Ford Otosan’ın elektrifikasyon yolculuğunda, Kocaeli’nde üretilen, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şarj edilebilir hibrit elektrikli ticari araç üretimine başladığını bildirdi. Geçen yıl başında bir yatırım planı da açıklandığına işaret eden Gündoğdu, “Bu yatırımla Kocaeli’nde ticari araç üretim kapasitemizi 455 binden 650 bine çıkarıyoruz. Bu kapasite artışıyla tedarikçilerle birlikte dolaylı 15 bine yakın kişiye ilave iş imkanı sağlıyor olacağız. Bu yatırımla Kocaeli fabrikamız, Türkiye’nin batarya dahil ilk elektrikli araç entegre üretim tesisi haline geldi. Yatırım tamamlandığında toplam 130 bin adetlik batarya montaj kapasitesine sahip olacağız” diye konuştu. 

Metanolle çalışan ilk gemiyi 2025’te denize indireceğiz

DFDS Akdeniz İş Birimi Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Kemal Bozkurt, karbon emisyonlarının yüzde 25’inin taşımacılıktan kaynaklandığını, bunun yüzde 18’in karayolu, yüzde 3’ünün  de deniz taşımacılığından geldiğinin görüldüğünü söyledi. Yeşil dönüşüm taahhütleri kapsamında çalışmalarından bahseden Bozkurt, “2025 yılında ilk yeşil gemiyi sulara indirmeyi hedefliyoruz. Bu muhtemelen metanol ile çalışan bir gemi olacak. Sıfır emisyonlu bir gemiyle çalışacağız. Yine sülfür emisyonunu da binde bire düşüreceğiz. 2030 ve 2050 hedeflerimize ulaşmak için çalışıyoruz” diye konuştu. 

İş yapış şekilleri değiştirilmeli

Altensis Kurucu Ortak Dr. Emre Ilıcalı, sürdürülebilirlik konusunun artık zorunlu olduğunun altını çizerek, Avrupa’ya ihracat yapan sanayi firmalarının bunu çok iyi anlaması ve iş yapış şekillerinin de değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Ilıcalı, “Karbon konusu birinci öncelik olmalı. Bu AB’den yayılarak tüm dünyayı saracak. Biz de uluslararası regülasyonlara yoğunlaşıyoruz ve firmalarımıza bunları anlatıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Batarya fabrikası 2022 sonu üretime başlayacak

Kontrolmatik Sürdürülebilirlik ve Çevre Müdürü Burcu Türe, dijital çözüm ve hizmet sunduklarını, yenilenebilir batarya ve enerji depolamaya yönelik çözümler ürettiklerini bildirdi. Türe, şöyle devam etti: “2022 yılı sonunda lityum iyon tabanlı çevreci batarya üretimine başlayacağız. Bu Türkiye için bir ilk olacak. Burada  enerji santralleri ve ulusal şebekelerde kullanım alanları görüyoruz. İleriki dönemde de ulaşımda otobüs, iş makinası, deniz taşıtları gibi elektrikli araçlar için kullanım alanları hedefliyoruz. Böylelikle fosil yakıt ihtiyacının önüne geçmiş olacağız. Ayrıca yüzer güneş enerji santralleri tasarladık. İşbirlikçi robot kolların tasarımı için de çalışmalar yapıyoruz.”

130 milyar dolarlık fonlar harekete geçti

Standard Chartered Bank ESG Danışmanlığı Sürdürülebilir Finans Başkanı Maria Lombardo, tüm dünyada yüksek enflasyon ve Kovid-19’a rağmen sürdürülebilirlikte son iki yılda muhteşem bir hızlanma gördüklerini söyledi. Lombardo, “Net sıfırı ulaşmak için bankalar ve diğer finansman kuruluşları arasında iş birliklerinin çoğaldığını gördük. 130 milyar doları temsil eden fonlar da bu dönüşüme yardımcı olarak adımlar atmaya başladı” diye konuştu. Sanayi devrimine eşdeğer bir enerji devrimi yaşandığına işaret eden Lombardo, “Enerji güvenliğinin sürdürülebilir olmasının söz konusu olduğu bir dünyada yaşıyoruz. O nedenle yenilenebilir enerjiyle ilgili yatırımları 2-3 katına çıkarmamız gerekiyor. Finansman kuruluşları da bu tür yatırımları destekliyorlar” diye konuştu. Lombardo, ayrıca yeşille göz boyama riskine karşı da uyarılarda bulundu. 

Yatırım kriterleri değişti

London Stock Exchange Group Hesap Direktörü & Kıdemli Bölge Temsilcisi Türkiye – Veri ve Analitik Alev Alp Esen, yeşil dönüşümle bütün finans dünyasının bir devrim yaşadığını dile getirdi. Grup olarak, sürdürülebilir finansta öncü rol üstlenmek istediklerini açıklayan Esen, yatırımcıların sürdürülebilir yatırımlara kaydığını ve giderek yatırım kriterlerinin değişmeye başladığının altını çizdi. Esen, “Sosyal, çevresel sorumluluk ve sürdürülebilirlik gibi kriterler öne alınmaya başladı. Kurumsal sosyal sorumluluk raporlaması yapan şirketlerin, emisyonları azaltma taahhütlerinde yüzde 40 artış oluyor. Ancak bu bir yolculuk ve biraz zaman alıyor. Biz şirket olarak da 630 noktada veri topluyoruz ve 70 küsur analitik işletiyoruz. Veriler ayrıca, yeşille göz boyamanın da önüne geçiyor” diye konuştu. 

Sponsorlar: 

Konferansın stratejik çözüm ortağı Schnieder Electric. Ana sponsorları; Unilever , Turkcell, EnerjiSA, IC Holding. Altın sponsorları; Shell, Borusan Otomotiv, Ford Otosan, DFDS, Lay’s, Kalkınma Yatırım Bankası. Gümüş sponsorları; Coca-Cola İçecek, Quick Karbon, Kontrolmatik ve Kordsa. Ana medya sponsoru NTV.

Sürdürülebilirlik Akademisi Hakkında:

Sürdürülebilirlik Akademisi, sürdürülebilir gelecek ve kalkınma için iş dünyasında sürdürülebilirlik dönüşümünü hızlandırmada öncü olmak misyonu ile ekonomik, toplumsal ve çevresel sürdürülebilirlik ile ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapmak amacı ile kurulmuş kâr amacı gütmeyen lider sürdürülebilirlik merkezidir. Türkiye’de, iş dünyasında sürdürülebilir iş modellerinin yerleşimi, gelişimi ve toplumda sürdürülebilir yaşam şeklinin gelişimi için global yaklaşımla sürdürülebilirlik çalışmaları yapan Sürdürülebilirlik Akademisi; güçlü sürdürülebilirlik platformları yaratarak bu alanda önderlik yapmaktadır. Bu kapsamda Sürdürülebilirlik Akademisi, sürdürülebilir gelecek için çalışan ve iş süreçlerine sürdürülebilirliği yerleştiren ve yerleştirmeyi hedefleyen ulusal ve uluslararası kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve devlet iş birliğiyle; araştırmalar, konferanslar, seminerler, workshoplar, kurumsal eğitim çalışmaları, sosyal sorumluluk projeleri ve üniversite gençliğine yönelik bilgilendirme çalışmalarını yürütmektedir. Sürdürülebilirlik Akademisi, gerçekleştirdiği tüm çalışmalarının karbon ayak izlerini silmektedir.

Haber Merkezi

Türkiye'nin uzman kadrolu kripto haber platformu! Bitcoin haberleri, kripto para haberleri, altcoin haberleri, videolar ve daha fazlası...

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu